Bu hafta 2020'ye girmeden önce netleşmemizi istediğim bir başka konu üzerine yazmak istedim sana: Tanımlar.
Çok sıkça kullandığımız bu kelimelerin ne anlama geldiğinin farkında mıyız? Ego? İç ses? SEN?
Tıpkı izlediğin filmdeki kilit oyuncunun karakterini anlamak, ya da okuduğun kitabın ana karakterinin geçmişini bilmek; tüm hikayeye bakış açını nasıl değiştirecekse, konuşacağımız bu 3 tanım da, senin kendine ve kararlarına bakışını değiştirecek.
Başlayalım mı?
EGO:
Ego ile ilgili bir sürü tanım duymuşsundur şu ana kadar eminim. Ben de duydum:) Ve sana birşey söyleyeceğim; sırf bu tanım bile sana birçok şeyi anlamanda yardımcı olabilir.
En büyük yapacağın hata "Ego" ile "Sen"i yani kendini karıştırman olacaktır. Ego'nun ne olduğuna geçmeden önce, ne olmadığını açıklayayım: SEN, EGO değilsin! :)
O zaman Ego ne?
Ego ile ilgili en sevdiğim tanımı, sevgili hocam Marianne Williamson'dan öğrendim.
Antik Yunanlıların tanımladığı şekliyle; EGO:
"Sana kendini küçük hissettiren, sana bölünmüş ve bütünden kopuk olduğunu söyleyen korku dolu ses."
Yani sana Evren ile bir olduğunu, Evrenin bireyselleşmiş hali olduğunu unutturan, her an konuşan ses Ego!
Evren ile birliğini hatırladığında korkar mısın? Hayır! Yani korktuğunda bil ki, Ego'yu dinliyorsun.
İç Ses:
İç ses, içsel rehberlik ise; Evren, Tanrı, (sen nasıl tanımlamak istersen) o yüksek yaratıcının sesi. Sevgi. Çoğunlukla daha kısık sesle duyduğun, daha sakin konuşan, bilen, net, hikaye anlatmadan sadece söyleyen ses. Senin hayallerine ulaşmanda, sevgiye dönmende aracı olan ses.
SEN:
SEN, (Gerçek Sen, gücünü bilen, Ego'nun etkisinde olmayan SEN) Evren'in bireyselleşmiş halisin! Sen ve Evren birsiniz! Sen yaratıcısın! Sen bu dünyaya deneyimlemeye, büyümeye, sevmeye ve sevgiyi yaymaya geldin.
Şimdi gel bir hikayenin içinde bu 3 tanımı bir arada kullanalım.
SEN, hayallerine doğru yola çıktın. Gitmek istediğin yerin adresini arabanın Navigasyonuna girdin.
Navigasyon sana yol tarifine başladı.
"1 km sonra sola dön" dedi.
Navigasyon, içsel rehberin. Sana uyarı veriyor, bir sonraki hangi adımı atman gerektiğini söyledi.
Bu arada unuttuğun farkında olmadığın ama hep orada oturan arka koltuktaki biri sana seslendi:
"Yok yok, boşver, şimdi çok zor bu yol. Bak, şu arkadaşın için de çok zor olmuştu. Nasıl yapacaksın ki? Hem hatırlasana, daha önce de....." diye başlayıp, seni durdurmaya, engellemeye, korkutmaya çalışan; kendini küçücük ve güçsüz görmen için vıdı vıdı yapan ses EGO.
Ego arka koltukta oturuyor yani sürücü yine SENsin! Yeter ki, onu dinlemeyi seçme;)
Peki SEN bu senaryoda ne yapacaksın?
SEN, hangisini dinlemeyi tercih edeceksin?
En son karar verirken, hangisini dinledin; navigasyonu mu yoksa egoyu mu?
Peki bu yazı sana neyi hatırlattı? Çok merak ediyorum lütfen benimle paylaş.
Ego ile sınırlı kalmadığını, İçsel rehberliğini dinlemesi gerektiğini söylemek istediğin; hayallerine çok yakışan arkadaşlarınla da bülteni aşağıdaki butonlar aracılığı ile paylaşmayı unutma.
Sevgilerimle,
Sevil