Tanık olmaya ne dersin?

"Ne verirsek onu alıyoruz"

Biraz iddialı bir cümle değil mi?

Eminim şu anda bana katılmadığınız örnekler geliyordur aklınıza.

Gelmeli de;)

The secret i ilk okuduğumda ve "benzer benzeri çeker" kuralını anlama dönemlerimde beni en çok arada bırakan şeylerden biriydi. :)) Karşı tarafın hareketini kontrol etme düşüncesiyle (kötü niyetli olmak zorunda değil) ben birşey yapayım ki, karşı da bana benzerini yapsın diye düşünüyordum.

"Ben sözümde durdum o niye durmuyor?"

"Ben açık oluyorum, o niye yalan söylüyor?"

"Ben paraya o kadar değer vermeye de başladım, para niye gidiyor?"

"Ben ilgi göstersem, o da bana ilgi göstermeliydi hani?"

"Ben iletisim kuruyorum, o niye kurmuyor

gibi gibi cümleler kuruyordum.

"Benzer benzeri çeker/Ne verirsek onu alırız"!

Evet çok doğru, ama eklemeye ihtiyaç var "benzer frekans benzeri çeker" yani "Enerji olarak ne yayıyorsak o geri döner"!

Yani ben buram buram "bana yalan söylerler mi acaba?" diye düşünüp bu korkuyu yayıyorsam istediğim kadar her cümlem "doğru" olsun, yine karşılaşacağım "yalan" olacaktır.

Sen "kim" olursan ona gore cekersin, "yaptiklarina" gore degil ;)

Kendimce şunu düşündüğümü net hatırlıyorum "ben etrafıma açık olayım, onlar da öyle olsun ki, sahte arkadaşlıklar olmasın"... O yüzden de dürüst yaklaşırdım. Ama sonra saçma sapan olaylar yaşadığımda, iş arkadaşımın hareketini anlayamayıp ağladığımda, kendime kızardım... Nerede yanlış yaptım diye... Aslında konu yanlış yapmam değildi... Konu korkumu yani arka plan frekansımı fark edememiş olmamdi!

Konuyu anladınız;)

İşte bu yüzden düşüncelerimiz, bilincalti cümlelerimiz çok önemli! Frekansımızı belirleyen, secimlerimizi yöneten onlar. 

İşte bu yüzden "farkındalık"! 

İşte bu yüzden hayat "kitaplardan, websitelerden veya evde oturup yazıp çizdiklerimizden" öğrenilmiyor, yaşanmıyor! ;)

Çünkü "nerede durduğumuzu" anlamamızın en iyi yolu, yaşamak yani deneyimlemek ve hayatın içinde kendimizi gözlemlemek. Kendimize tanık olmak. Bizi yolumuzda destekleyenlerden bize bunları göstermesi için yardım istemek;) 

-"Hayatı erteliyor muyum?" O zaman istediklerimin bana dakikasında gelmesini bekleyip sonra gelmediği için Evrene kızmalı mıyım?

-Peki, dışarıda bir kahve içmeye kendime izin vermeyip sonra da "bereketliyim, ben herşeye değerim" olumlama cümleleri neden yaramıyor diye sorgulamalı mıyım?

"Tanık olmak" yani hayatı yaşarken neler yaptığına, aklından neler geçtiğine ve ağzından çıkan cümlelere bakmak en büyük "farkındalık" adımı. Biraz derine inmeye izin vermek gerekli sadece.

Düşüncelere dalıp, "Yaaa bu niye böyle oluyor" diye başlayıp karma karışık yerlerden çıkmaya, karıştırmaya gerek yok, olayın içine girmeden, dışarıdan bakarak ne yaşadığına nerede tıkandığına bak, o sana gösterecek.

Diğer türlü, kime karşı mücadele? Kendimize mi? Zihin Zihine karşı? 

Basitlik basitlik ve basitlik...

Kolay Zor sıfatlarına ihtiyaç yok, sadece "basit" çünkü gözlem yapmak ve not almak yeterli, "farkındalık adımı" için.

Örneğin hedeflerinizden birini seçin şimdi, "para" olsun konu.

Bir hafta boyunca gözlem yapın.

-Para konusu geçtiğinde ne cümleler çıkıyor ağzınızdan?

-Arkadaşınız almayı düşündüğü evden bahsettiğinde ne geçti aklınızdan?

-Yeni iş kurmayı düşünen bir arkadaşınızın konusu geçtiğinde kendinizi "ya riskli valla" veya "tabi aileden destekli" gibi yorumlarda bulunuyor musunuz?

Veya konumuz ilişki olsun.

-Kız arkadaşlarınızla bir aradayken, aranızda olmayan arkadaşınız için "ya o da işte bir sevgili buldu, unuttu bizi, kızlar niye hep böyle yapar" mı dediniz, veya

-Meditasyona vakit bulamadığından dert yanan arkadaşınıza, "ya işte yalnız yaşamanın da faydaları, zamanımı ben yönetiyorum" mu dediniz. (ya da demediniz ama itiraf edin, aklınızdan geçti;) ) veya

-Yaa bu saatten sonra da nasıl buldu yaa, kesin adamda bir sorun vardır? diye geldi aklınıza...

Peki, 

Bir hafta boyunca sadece "gözlemci" olmaya ne dersiniz? Kağıt kalem hazır olsun;)

Size hizmet etmeyecek cepheye askerlerinizi yığmak yerine, stratejik hedefinize doğru yol almaya, hazır mısınız? :)

Bunun en güzel örneğini buraya ilk geldiğim zamanlarda yaşamıştım.

Bana en iyi gelecek eğitimi arıyordum, ama öyle böyle değil:) yaklaşık 2 hafta deli gibi heryere baktığımı hatırlıyorum:) Ve itiraf edeyim süreç zevk vermiyordu, aslında bişey hizalı gitmiyordu. Çünkü eğlenmiyordum, keyifli hissetmiyordum;) Ve akmıyordu birşeyler, o zaman zamanı durdurma anı gelmişti, "tanık olma".

-Fark ettim ki, "bırakmıyordum"! Aslında ne istediğimi biliyor fakat "onu oldurmaya" çalışıyordum. Arka plandaki enerjim "ya olmazsa", "benim" yapmam lazım, "ya bulamazsam"...  

Hatırla: "Ne yaptığın değil, nasıl enerjiyle yaptığın" önemli

Bu farkındalıkları ya bu dediğim şekillerde "tanık olma yöntemi ile" kendime dışarıdan baktığımda veya "meditasyon" sırasında keşfedebiliyorum. Çünkü Einstein'ın dediği gibi "No problem can be solved from the same level of consciousness that created it" yani "Hiçbir problem onu yaratan aynı bilinç seviyesinde çözülemez". 

Eeee tamam fark ettim, sonrası ne dediğinizde de, yukarıdaki örnekten devam edeyim, durumu anlamıştım, çünkü istediğim kadar vizyonlama da yapsam, istesem de "doğru eğitimi bulamama" korkum vardı. Ve bu korku olduğu sürece kararlarıma güvenemeyecek, kararsızlık frekansımın devam edeceği şeyleri yaşamaya devam edecektim.

Önce bu korkumu serbest bıraktım.

Sonra, cevabın ne olacağına karışmadan "nasıl bir eğitim" istediğimi çıkarttım. Sonra sordum içime "peki bu hangi eğitim?" o da bana cevabı verdi, demek ki aslında bilinçaltım biliyordu. Bu arada bilmeyedebilirdi, ama ne aradığımı bildiği için önüme çıktığında emin olun bana "bu o" derdi;) Sonrasında da ben bu kararı verdikten maksimum 1 hafta sonra o eğitim açıldı ve ben o eğitime katıldım.

Adımları hatırlayalım;

-Tanık olma -"yapma, oldurma enerijm"

--Karar verme -nasıl bir Sevil olmak istediğimi seçme, "Evrene/Tanrıya güvenen, en iyi seçimi yapacağına inanan"

---Aksiyon alma/Üzerine düşeni yapma -"Önümdeki blokajı gördüm, korkumu bıraktım ve nasıl bir eğitim istediğimde netleştim"

İşte benim aksiyon adımlarım;)

"Oldurma enerjisinde" olduğunuzun veya diğer tabirle "enerjinizin hedefinizle hizalı olmadığının" şu örnekle de fark edebilirsiniz:

Nasıl bir enerjiyle egzersiz yapıyorsunuz? Onu yaparken dönüştüğünüzü hissederek mi, yoksa ben bunu yapayım da Evren bana şunu yapsın diye mi?

"ben kendimi adadım, 40 gün bunu yapacağım ve kendimi dönüştüreceğim" diyorsan tabiki devam et. 

Aradaki ince çizginin farkında ol;)

Sen önce "o enerji" olmayı seç, aksiyonlar seni nörolojik olarak oraya taşısın;)

Unutmayın, şu anda nerede olduğunuz sadece "şu anı" gösterir ve şu an nerede olduğunuzu fark ettiğinizde hedefinize doğru en kestirme ve tercih ettiğiniz taşıma araçlarıyla gitmek için rotayı çizebilirsiniz.

Evreni ve etrafınızdaki herşeyi kontrol etmeye çalışmayın. Bize düşen bize keyif veren hamlelerle devam etmek. Bize iyi geldiğini düşündüğümüz güzergahı seçmek. 

Sen kendi enerjine ve kendini ışıldatmaya odaklan;) Çünkü tek yönetebileceğin o ve güzel haber o enerji senin dünyanı yönetiyor!