Sorduğunuz oldu mu bu soruyu hiç kendinize? Birşeye karar verip yola çıktığınız ama sonra farkında olmadan kendinizi tekrar eski yerinizde bulduğunuz.
-Rejim yapmak gibi
-"Bu sefer biriktireceğim" demenize rağmen, para harcamanız gibi
-Farklı davranmayı planlayıp yine eskisi gibi davrandığınızı fark ettiğiniz zamanlar gibi.
Yıl 1990 veya 1991, ilkokul 2. sınıfa gidiyorum. Ankara'da 13 katlı bir binanın 9.katında oturuyoruz. Bir haftasonu aynı binadaki 1. kata taşınmıştık.
O zamanlar sabahçı-öğlenci uygulaması vardı, sabahçıyım:) Öğle saatlerinde geldim. Bir de baktım ki asansörlerde ışık yok, elektrikler kesik:( Tabi şimdiki gibi değil, jeneratör olsun; beklerdik asansör gelsin diye. Galiba bir 3-5 dakika kadar bekledim sonra da yürümeye karar verdim. Küçücük bir kız, 8 yaşlarında, sırtında kendisinden büyük çantası. Ara katlarda dura dura, 9 katı çıktım. Sonra eve gittim kapıyı çalıyorum çalıyorum ses yok?.....
Ve o anda hatırladım... Biz 1.kata taşınmıştık:)....
Bu arada elektrikler hala gelmemişti ve ben 8 katı inip yeni evimize ulaşabilmiştim:)
Bu hikayeyi okurken ne dediniz bana? "Saf", "Beceriksiz", "Ayy nasıl unutursun?", "Olacak şey mi bu?" vs gibi kızdınız mı, yoksa "Yaa yazık ya, unutmuş" veya "Yaa tabi taşındıktan sonraki ilk günüymüş, neyse artık unutmaz" mı dediniz, veya bunlara benzer cümleler;)
Peki neden kendinize gelince daha acımasız oluyorsunuz? Ne farkınız var o küçük kızdan? Hatta onun alışkanlığı 1-2 senelik alışkanlıkken, siz 3-5-10 belki 20 yıldır sürdürdüğünüz alışkanlık bir anda değişmeyince niye bu kadar gaddar oluyorsunuz? :)
Pazartesi başlamayı planladığımız diyeti öğleninde bozduğumuzda, spor salonuna yazılıp 1 senelik ücreti verip sonra gitmediğimizde veya biriyle flört ederken bu sefer farklı davranacağım dememize rağmen yine aynı tepkileri verdiğimizde ...
Niye kızıyoruz kendimize?...
Çünkü ego zihnimiz bizi "değişemeyeceğimize, aynı yerde kalacağımıza, bu döngüden çıkamayacağımıza" inandırmak ister.
Psikopat olduğu için yapmaz bunu, yeni durum hakkında bilgisi olmadığı için ve mevcudu korumaya çalıştığı için yapar. O nedenle vizyonlama tarzı egzersizler işimize yarar, çünkü alışık olduğumuz birşeyi seçmemiz daha kolaydır. Tıpkı benim 9. kata çıkmam gibi:)
Birşeyleri fark ediyoruz, değiştirmek istiyoruz ve bizim için daha iyisi olduğu düşündüğümüz şeyi seçiyoruz. Sonra ne oluyor?
a) Gerçekleşene kadar devam ediyoruz
b) Olmuyor diyoruz
Bütün hikaye a da kalmak onda hepimiz hemfikiriz, fakat benim asıl üzerine konuşmak istediğim, "olmadı" dediğimiz durumlar ve oradaki "pes etme" hikayemiz. Fakat aslında bu döngüye bir başlık daha eklenmeli:
a) Gerçekleşene kadar devam ediyoruz
b) Olmuyor b+) Tekrar deniyoruz
İlişki istiyoruz. Sevgi dolu, birbirini besleyen güzel bir ilişkimiz olsun diye koyuyoruz niyetimizi. Sonra cesaretimizi de topladıysak izin veriyoruz kendimize. Flört ediyoruz ve başlıyoruz ilişkiye. Baştan vermişiz kendimize sözü "Bu sefer eskisi gibi davranmayacağım. Sert olmayacağım, kıskanmayacağım, dırdır etmeyeceğim". Ama sonra bir de bakıyoruz, hooooop eskisine benzer senaryoyla bu ilişkimize de uzaktan el sallıyoruz.
Hemen sonrasında kendimize kızgınlık başlıyor,
"yine olmadı"
"ben talihsizim"
"herkes nasıl yürütüyor ben yürütemiyorum"
"..................................................................." (siz doldurun)
Kızgınlığın olduğu yerde korku var, korkunun olduğu yerde SEVGİ yok. Bunu yaptığımız anda kendimizden gerçek benliğimizden uzaklaşıyoruz...Ve işte orada pes ediyoruz... Sevginin olduğu yerde enerji var, deneme isteği var, güven var...
O yüzden, şimdi silkelenme zamanı, istediğiniz fakat sırf daha önce başaramadınız diye vazgeçtiğiniz o konuyu alın gündeminize ve bugün kendinize bu konuda "değişim" kararını hediye edin! ;)
1) En önemli şey: "KENDİMİZE YUMUŞAK OLMAK!"
Tıpkı yukarıdaki küçük kıza nasıl şefkat gösterebiliyorsak, kendi tepkilerimizin de arka tarafta bir sebebi olduğunu kabul ederek başlayacağız öncelikle. Düşüncelerimizin davranışımıza dönmesine fırsat tanıyacağız. Daha önce başaramamış olmak sadece "daha önce başaramadığınızı" gösterir, geleceği "projekte etmez!" ve "sizin kim olduğunuzu göstermez"! Öncelikle burada yumuşak bir alana geçeceğiz, çünkü stresle ve "daha önceki deneyimi geleceğe yansıtma" ile başlarsak amigdala uyarılacak, fight or flight (savaş veya kaç) stres durumuna gireceğiz ve o anda bilinçaltımızın tek derdi bizi "korumak" olduğu için, değişim/yenilik gündemine giremeyecek!
Peki kendimize nasıl yumuşak olabiliriz;
-Meditasyon: Bir hafta boyunca kendinizi test edin, her sabah güne 5-10 dakika meditasyonla (uzun derin nefes alın, gözler kapalı) başlayın. Bu bedeninize ve bilinçaltınıza güvende olduğu mesajını verecek, böylelikle sizi destekleyecek. Daha sonra bunu 21 güne hatta 40 güne çıkarabilirsiniz.
-EFT tekniğini biliyorsanız daha önce kullandıysanız kendinizi affetme için, işinize yarayacaktır. ;)
-Bırakmak: Kendinize sessiz bir ortamda 10 dakika verin. Ve bu daha önce yapamadığınıza dair kızgınlığınızı ve deneyiminizi yazın. Sonra gözlerinizi kapatın, "Bu geçmiş, ve ben şu anda kendimi affediyorum... Bu kızgınlığımı da bırakıyorum, artık ihtiyacım yok" diyerek, sanki içinizden o kızgınlık gitmiş gibi görün... Ve o boşluğu sevgiyle doldurun... Ve tabiki çoook teşekkür edin...
2) Evet artık başlamaya hazırsınız, şimdi pratik zamanı.
Napoleon Hill: “Bilinçaltımız neyi kabul edip inanıyorsa, onu gerçekleştirebilir.”
Sıra bilinçaltımıza kabul ettirmekte. Bir nöronun yeni bağlantı kurabilme süresi 21 gündür,bu nedenle en az 21 gün aynı davranışı tekrarlamak çok önemlidir yani "tutarlılık"!
Mahatma Gandi'nin dediği gibi
“.....Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür…
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür…
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür…"
3) Yolculuktan zevk almak:
Bunu asla unutmayalım! Çünkü ne yapıyorsak aslında arka tarafta "mutlu" olmayı istemiyor muyuz?
Peki nasıl oluyor da, sonuç bizi mutlu edecek diye düşünürken yolculuk "işkence" gibi geliyor ;)
Tadını çıkarın, eğer size keyif vermiyorsa aksiyon adımlarınıza dikkat edin; onlar sizi gerçekten hedefinize ulaştıracak adımlara mı benziyor?
Başkalarının dediği değil, sizin aksiyon adımlarınız olsun;)
Bu arada, "oleyyyy amannn amannn ne kadar mutluyum" demiyor olabilirsiniz, zorlanıyor olabilirsiniz fakat sonunda hissettiğiniz bir keyif vardır, tıpkı spordan sonra kasların ağrıması gibi;) Veya korkabilir, stresli hissedebilir, "acaba işe yarıyor mu?" diye de hissedebilirsiniz, ama sonuçta yaptığınız şeye bakınca içinizde bir rahatlık, keyif ve huzur var ise doğru yoldasınız.
Unutmayın, düşünceleriniz ve sorgulamalarınız gerçek sizin sadece %10'u; ama içsel rehberiniz size duygularınız aracılığı ile "gerçeği" gösteriyor;)